SAYGIYLA ALİGÜL ARIKAN'A
Bazıları da “senin benden ne farkın var diye” sordu.
Önceleri bu soruya “doğru” cevap verebilmek için çok uğraştım sonra kendimi
açıklamak durumunda kalmamın bir şiddet biçimi olduğunu düşünmeye başladım. Hiç
kimse trans olmayan bir kadına veya trans olmayan bir erkeğe neden kendilerini
“kadın”ya da “erkek” olarak tanımladıklarını sormuyordu. Sadece biz trans
bireyler bu soruyla muhatap oluyorduk. Soruyu tersine çevirdim, “senin benden
ne farkın var?”. Bir süre düşündü, emin olmayan bir sesle “biyolojiden
herhalde” dedi.
En çok sorulan soru “sence trans kadınlar ve trans
erkekler toplumsal cinsiyet normlarını yeniden üretiyorlar mı” sorusu. Bunun
üzerine düşündüklerimi Hassas Terazi adlı yazımda yazmıştım ama kısaca
cevaplamak istiyorum: herkes kadar üretiyoruz. Daha az veya daha fazla değil.
Ben hala bir kadın bedenine sahibim ve “ben trans erkeğim” diyorum. Bu cümleyi
her söylediğimde karşımdaki kişi görüntüm, halim ve tavrıma bakıp ikna edilmeyi
bekliyor. Bir trans erkek “ben erkeğim” dediğinde düşünüldüğü gibi çevresindeki
herkes onu hemen “erkek” olarak kabul etmiyor aksine bazıları onu “geldiği yere
geri göndermek” istiyor. Dolayısıyla o bildiğimiz toplumsal cinsiyet normlarını
kendimi ifade etmek için kullanmak zorunda bırakılıyorum. Kabul edildiğimi
hissettiğim yerlerde bu normlara daha az ihtiyaç duyuyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder