06 10 2015 Salı Yağmurlu şehrin akşamından selamlar dostlarım. Görüşmeyeli nasılsınız? İyi misiniz hoş musunuz? Ben dün geceki git gelden sonra bu kadar kolay mıydı ölmek dedim. Nefessiz kalıyorsun ve sonra bir varmış bir yokmuş. Artık dünyanın gidişatından ziyade Mehmet’in hissiyatı mühim mesele. Gece 02 suları bir kabusun ortasından uyandım ağzım açık boğazım tıkalı zar zor nefes alabiliyorum Kollarım uyuşmuş ve tüm bedenim ağırlaşmış. Üstümde binlerce ton ağırlık kıpırdayamıyorum. Bir şey beni o kabusun içine çekmeye çalışıyor almayın beni diyorum. Bir anlığına gözlerim kapanıyor baş dönmesiyle birlikte. Pes etme oğlum telkiniyle kendime, gözlerimi açıyorum. Önce sol kolumu kalbimin üstündeydi uyandığımda, sonra da sağ kolumu hareket ettiriyorum. Korkuyorum diyorum bir yandan da bacaklarımı kendime çekiyorum. On dakika sonra ancak yatakta oturabildim, birkaç yudum su içtim. Biraz yürüdüm başım hala dönüyordu. Daha kırk yaşımı göreceğim diye diye yatağıma yattı