Çizgili Sarı Defter

"Oysa her yazar, isterse gerçeği anlatsın, okuyucuya bir düş sunar; çünkü yazı, okuyanın düşüdür." 
Gürsel Korat, Çizgili Sarı Defter, sf. 77
dün gece yatarken bi cümle: yazar, okurun sesine ses verendir... 
okul yıllarımda saman kağıtlar vardı kurşun kalemin sert kömür ucu üzerinde gezindiğinde yırtılır silikleşirdi harfler... müsvedde kağıtlarımdı onlar. rahmetli babam kilo kilo alır ufacık kağıt parçalarını pazar listesi market ihtiyaç listesi yapardı. son aylarında gördüğü her yerden poşetleri toplar eve getirir lazım olur derdi. bilemedik, beyin damarlarından biri tıkanmış unutkanlık dalgınlık vs. 15 gün kemoterapi ne kadar işe yaradı? boşa yorgunluktu bence...
Allah mekanını cennet etsin... yeşil bloknotları duruyor babamın hala. çizgili çizgisiz... bi zamanlar mektup yazılırdı ya... kartpostallar satılırdı postane önlerinde daha çok... kırtasiyelerde... yolda bi çocuğa sor kartpostal nedir diye... yeni bi strateji oyunu mu der büyük ihtimal sana... çizgili kağıdı tükenmez kalemle tekrar üstüne çizgi çekerdi. çizgisiz kağıtta düz yazabileyim diye...
benim hayatım roman derdi hep... ben de sen anlat ben yazarım derdim. kısmet olmadı.
şimdi kendi hikayemi yazıyorum. çocukluğumdan beri elimden hiç düşmeyen kalemlerim ve yine o tutumluluk tabii işe yaramayan A4 kağıtlarının tersine müsvedde yapıyorum. para verip de ambalaj kağıdı almıyorum. cimrilik bu değil. ağaç orman seviyorum ondan...

80 ler üzerine yazacağım demiştim. biraz plaklar vhs beta video kasetler çokca müzik kasetleri sonra sonra CD DVD BLUERAY...
MİNİ RADYOLAR MP3 LER MP4 LER AKILLI TELEFONLAR AKILLI TV LER I PHONELAR DERKEN uzayıp giden haftasonu trafiğine yakalanıyor insan geçmişi hatırlayınca.... ( ne yerinde bi söz oldu bu )


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

hormon - sgk - saçlar

SUSTANON GÜNLÜKLERİ - II -

aralık 2. yıl kutlamaları